Miras Dergisi

İsa, Şimdiye Kadar Yaşamış En Zeki Adam

Yıllar önce  sevdiğim hocam Dallas Willard’dan ilham alarak öğrencilerime “İsa nasıl biri?” sorusunu sordum. Muhteşem bir soru bu. İnsanların kafasında detaylı bir resim olabilir, ancak sıklıkla İsa’yı tarif etmeleri istendiğinde aslında bu daha derin bir yansıma için bir fırsattır. Genellikle öğrenciler, nazik, sevecen, şefkatli, fedakar, güçlü, mucizevi, günahsız vb. gibi karşılıklar veriyor. Tabi ki bunların hepsi doğru, ancak cevaplar için uzun bir süre tanınsa bile izleyiciler çoğunlukla İsa’nın çok önemli bir yönünü gözden kaçırıyorlar. Tıpkı Dr. Willard’ın da gözden kaçıracaklarını tahmin ettiği gibi. (Aslında bu kısa makalenin içeriğinin daha kapsamlı bir kısmı için Dr. Willard’a borçluyum ve eğer bu konuyu daha detaylı bir keşif yapmak isterseniz onun “The Devine Conspiracy – İlahi Komplo” kitabını tavsiye ederim.)

Bu tür bir sorudan ortaya çıkan resim, çok iyi ve çok güçlü bir İsa, ancak bu çok fazla bir derinliğe sahip değil. Eğer Hristiyan yaşamı İsa’nın öğrencisi olmaya odaklanmışsa bu İsa fikri yeterli değildir. Bir öğretmen seçerken, onun öncelikle iyi ya da güçlü olmasıyla ilgilenmeyiz. Ne hakkında konuştuğunu bilen birini ararız. Bir öğretmen seçerken zeki birini arıyor olmalıyız. Neyse ki İsa’da buna sahibiz. O yaşamış en zeki kişidir. Öğrencileri yalnızca O’nun mucizelerine hayran kalmadılar, aynı zamanda O’nun öğretişine de kapıldılar. (Matta 7:28, Markos 1:22) Onun gerçekliğini sezebildiler ve hayatlarında bunu uyguladıklarında, bilgeliğinin derinliğini deneyimleyebildiler. Böylece İsa kiliseyi uluslara gönderdiğinde, O bizi “…öğrenciler yetiştirmeye, bizlere verdiği her buyruğa uymayı onlara öğretmeye” gönderdi. (Matta 28:20) Sizin İsa fikriniz onun bilgeliğini ve zekasını da içeriyor mu? O’nun ne hakkında konuştuğunu bildiğine güveniyor musunuz?

Hristiyanlar İsa’nın Tanrı olduğuna inanır. Bu da İsa’nın kelimenin tam anlamıyla “her şeyi bilen” olduğu anlamına gelir. O her şeyi bilir. Pavlus aynı gerçeği Koloseliler 2:3’te “bilginin ve bilgeliğin bütün hazinesi İsa’da saklıdır” diyerek onaylıyor. İsa ne hakkında konuştuğunu biliyordu. İsa’nın bilmediği bir matematik teoremi yoktu. Evrendeki matematiksel karmaşıklığı o kurdu. Yani, İsa evrendeki en zeki fizikçidir. Evrenin yapısını atom altı seviyeden en büyük ölçeğe kadar anlar. İsa en bilgili astronomdur, en iyi tarihçi, şimdiye kadar yaşamış en büyük dilbilimci. Ve İsa’nın bilgeliği ve bilgisi kuru gerçeklerle sınırlı değildir. İsa şimdiye kadar yaşamış en iyi şairdir, en iyi aşçı, en iyi ressam ve heykeltıraş. Bunlar İsa’ya yapmaya zorunlu olduğumuzu hissettiğimiz boş iltifatlar değil, bunlar onun hakkındaki gerçeklikler. İsa bir kaptaki suyu şaraba çevirdiğinde, kendisinin anlamadığı gizemli bir gücü uygulamıyordu. O, bir su molekülünün şarap molekülüne dönüşmesini sağlayan gerekli kimyasal süreci biliyordu. Sakat adamı iyileştirdiğinde, ölü kızı tekrar hayata döndürdüğünde İsa, ölü hücreleri yaşayan hücrelere dönüştürecek gerekli biyolojik süreçleri biliyordu. İsa zekidir. O öğretmenimiz olmayı hak ediyor.

Tabi ki İsa’nın bilgisi yalnızca bu alanlarla sınırlı değil. İsa bir yaşam uzmanıdır. Aslında şimdiye kadar varolan tek yaşam uzmanıdır. Amatörlerle dolu bir dünyada ihtiyacımız olan, bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretecek yetkili bir uzman. İsa’nın yaptığı budur. O, bu dünyada yaşamın nasıl yönlendirileceğini biliyor. Zamanımızı nasıl önceliklendireceğimizi biliyor. Paramızı nasıl harcamamız gerektiğini biliyor. Zorlu ilişkilerle nasıl başa çıkılacağını biliyor, acı çekmeye ve adaletsizliğe nasıl tepki verileceğini biliyor. İsa nasıl yaşanacağını biliyor ve bize de nasıl yaşamamız gerektiğini öğretmek istiyor. O’na öğretmenimiz olarak güvenebiliriz.

Aslında, Müjde’de İsa’nın öğretişini şöyle özetleyebiliriz: İsa: “Size gösterdiğim şekilde yaşarsanız hayatlarınız şu anda anlayamadığınız bir biçimde daha iyi olacak.” Diyor. Isa bizleri kendi yolunda yaşamaya, ondan öğrenmeye davet ediyor. Bizleri kendi hayat anlayışına çağırıyor. Bu Hristiyanlığın en çok yanlış anlaşılan yönlerinden biridir. Bazen insanlar iyi bir yaşamla Hristiyanlık arasında seçim yapmaları gerektiğini düşünüyor. Sanki İsa bizi gereksiz bir şekilde zor ve rahatsız bir hayata çağırıyor, ama cennete gitmek istiyorsak buna katlanmamız gerekiyor. Bu doğru değil. İyi bir yaşamla Hristiyan hayatı arasında bir fark yoktur. İsa’nın gösterdiği ve ilan ettiği yaşam, yaşam şekillerinin en iyisidir. Hristiyan yaşamından daha iyi bir yaşama şekli yoktur. Hristiyan yaşamı içinde zorluklar olsa bile, gerçekten ruhu tatmin eden bir yaşayış şeklidir. İsa’nın bizi kendi yaşama şekline davet ederken neden bahsettiğini bildiğine ve bizi çağırdığı yaşam tarzının gerçekten iyi olduğuna güvenebiliriz.

Ruhsal olgunluk İsa tarzı yaşamın içten bir takdirine dönüşme sürecidir. Ruh, bizler İsa’nın öğrencisi haline geldiğimizde arzularımızı dönüştürür böylece İsa’nın istediklerini istemeye başlarız. O’nun örneği ve öğretisinin derin iyiliğini tatma yetimizde büyürüz. Bazen sadece İsa’nın yolunun gerçekten de en iyi yaşama şekli olduğuna güvenmek zorundayız, çünkü henüz bunun derin iyiliğini tadamıyoruz. Ama kademe kademe büyürüz, böylece toyluğumuzda bize iyi görünenleri istemeyi bırakırız ve daha önce tahayyül dahi edemediğimiz şeyleri istemeye başlarız.

Bu Müjde’nin bugün ortaya konulandan daha farklı bir anlaşılma şeklidir. Müjde’nin İsa’yla alakalı bir bilgi olduğunu ve öldüğümüzde cennete gidebilmemiz için onu aklımızda tutmamız gerektiğini düşünen birçok Hristiyanla tanıştım. Ama bu İsa’nın bize vermek için geldiği iyi haber değildi. Hristiyan yaşamının amacı ölmek ve cennete gitmek değildir. Hristiyan yaşamının amacı Mesih benzerliğine dönüşmektir.

Öyleyse, Hristiyanın işi hayatında tamamen İsa’ya güvenmektir, İsa’nın sizin nasıl yaşamanız gerektiğini bildiğine inanmaktır. İsa’nın gerçekten öğrencisi olmalı ve nasıl yaşayacağınızı ondan öğrenmelisiniz. O’nun örneğinin ve öğretisinin önceliklerimizi, etik sorumluluklarımızı ve kısıtlamalarımızı algılayışımızı, bireysel kararlarımızı, ve hatta davranışlarımızı ve duygularımızı etkilemesine izin veriyoruz. Hristiyan yaşamında olgunlaştıkça İsa tarzı yaşam adım adım bizim yaşama tarzımız haline gelir. Bizler onun yönteminin, iyiliğinin farkına varamadığımızda bile, en iyisi olduğuna güveniriz. Ve yavaş yavaş kalplerimiz değişir, böylece O’nun yaşam tarzının iyiliğini daha derinlemesine görürüz ve ruhlarımız yalnızca İsa’nın bizden yaşamamızı istediği şekilde yaşadığımızda mümkün olabilen türde bir tatmin yaşar.

Bu, Tanrı’nın bizleri yaşamamız için dizayn ettiği yoldur. Ve O ne hakkında konuştuğunu biliyor, çünkü İsa, yaşamış en zeki insandır.

Ryan Keating

Teolog & Pastör

1 Yorum

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Bizi takip edin!

Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip ederek dergimizle ilgili son güncellemelerden haberdar olabilirsiniz.

Your Header Sidebar area is currently empty. Hurry up and add some widgets.