Michelangelo’nun ünlü sözünün birçok versiyonu vardır. Eminim siz de bir yerde rastlamışsınızdır. “Her mermer kütlesinin içinde, tavır ve eylem açısından kusursuzca işlenmiş bir heykeli sanki önümdeymiş gibi görürüm. Ben sadece başka gözler de benim gibi görebilsin diye bu harika şekli tutsak eden duvarları ortadan kaldırmak durumundayım”. Floransa Accademia’da sergilenen Davut heykelini gördüğünüzde bu olağanüstü sanatçının bir mermer kütlesinin içinden nasıl olur da bu görkemli heykeli yonttuğuna akıl sır erdiremezsiniz. Dünyadaki en etkileyici heykellerden bir başkası da Michelangelo’nun Pieta heykelidir. Vatikan’daki Aziz Petrus Katedrali’nin içinde yer alan heykel, çarmıhtan indirilen İsa’yı Meryem’in kucağında betimler. Bir mermer yığınından Pieta gibi bir eserin yontulması ancak göksel esin ile mümkündür.
Bu usta sanatçı sözü edilen iki eserini yaparken hem heykelin kendisini hem de onu izleyecek olan kişileri düşünmüştür. Heykelleri biçimlendirirken anlatmak istediği duyguyu izleyiciye vermek için heykelleri anatomik olarak farklı yapmıştır. Davut’un elleri ve kafası normalden büyük, Meryem’in boyu İsa ile kıyaslandığında bir dev gibi ve gövdesi kocamandır. Ama heykellerin karşısında duran, uzman olmayan insanlar büyük heykeltıraşın anlatmak istediklerini alırlar. Çünkü sanatçı karşıdan bakan kişinin bakış açısını da düşünmüştür.
Tanrı da kendisine Oğlu İsa Mesih aracılığıyla iman eden insanların yaşamında benzer bir biçimde etkin olur. Galatyalılar 4:19 ayetinde “Mesih sizde biçimleninceye dek” diye geçen söz bir mermer kütlesinin sertliği ve hamlığına sahip insanların iman ettikten sonra Tanrı’nın eliyle Mesih’e benzer olmak üzere nasıl yontulduklarını okuyucularına anımsatır. Bazıları o durumu mermerden çok bir kalasın, kütüğün durumuna benzetse de sonuçta ortaya çıkması beklenen eser Mesih’in benzerliğinde olacağı için ilk benzetme daha uygundur.
İnsanlar kurtulmak için lütfa ihtiyaç duyarlar. İman etmeden önce içinde bulundukları durumda “ölü”ye (Ef 2:1) benzetilmişlerdir. Tanrı, iman ettikleri zaman insanlara yaşam verir. Yine de insanlar günah işlemeye devam ederler. Tanrı iman edenlerden asla vazgeçmez; onları her gün yeni bir lütufla değiştirmeyi sürdürür. Bunu yapmak için Kutsal Ruh’u iman eden herkese verir (Ef 1:13). Kutsal Ruh Tanrı da içinde bulunduğu insanları lütuf üzerine lütufla Mesih’e benzetmek için dönüştürür (2Ko 3:18). Kutsallaşma sürecinde Mesih’e benzer nitelikler imanlıda görülmeye başlar.
Okuyucunun bu noktada Tanrı’nın onu değiştirip değiştirmediğini ya da bunu ne kadar yaptığını düşünmesi olağandır. Kutsal Kitap’ta imanlının değişmesini sınayabileceği en kolay örnekler Galatyalılar 5:22-23 ayetlerindeki Ruh’un ürünü listesidir: Sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk, özdenetim. Tanrı bu listeden neleri sizin mermerinizden çıkarttı, daha neleri çıkartmasına ihtiyaç var? Mükemmel olana benzemek için değişmeye çok açık olmalısınız.
Amaç aslında yalnızca sizin mükemmel olmanız değildir. Tıpkı heykeltıraşın eserini izleyecek kişileri düşünmesi gibi Tanrı da eseri olan sizi tanıyacak, görecek, ilişkisi olacak insanları da düşünür. Hristiyanlar, İsa Mesih’i temsil ederler, ya da daha uygunu etmelidirler. Sözleriyle, eylemleriyle, tutumlarıyla Kurtarıcıları İsa Mesih’in amaçlarını, kimliğini, sevgisini başkalarına aktarmalıdırlar. Ancak o zaman gerçekten de Mesih’in amacına uygun bir eser haline gelirsiniz. Sevginizi görenler sizde Mesih’i görürler (Yu 13:35).
Ne yazık ki, insanların göstermek istedikleri şey ile Mesih’in onlarda göstermek istediği her zaman aynı olmaz. Burada da okuyucunun insanlara kendisiyle ilgili ne göstermek istediğini düşünmesi mümkündür. Akıllı biri, güzel biri, bir sporcu, siyasetten anlayan biri? Mesih, sizin soğuk mermerinize verdiği sonsuz yaşamı göstermek istiyor. Mikelangelo’nun Davut heykeli nasıl bu dünyada eşsiz bir yapıt ise siz de Tanrı’nın ellerinin yapıtısınız (Ef 2:10). Yeter ki karanlıkta kalmayın, karanlık kuşağın içerisinde bir yıldız gibi parlayın.
Yorum Ekle