Miras Dergisi

İnsanları İnanmaya Davet Eden Bir Bildiri Olarak Müjdeleme

Çeviri: Pınar Ercan

“Müjdeleme [Evangelizm]” kelimesi, kelimenin tam anlamıyla Yunanca “İyi Haber getirmek” anlamına gelen “euangelizomai” kelimesinden gelir. Kutsal Kitap, 1 Korintliler 15: 3-4’te İyi Haberin tanımını verir:

 “Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim. Şöyle ki, Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi.”

Geleneksel olarak müjdecilik, İsa Mesih’in ölümünün, gömülmesinin ve dirilişinin günahı yendiğine dair Müjdenin paylaşılması olarak anlaşılır. Müjde, insanın Tanrı ile yeniden bağlantı kurabileceği ve İsa Mesih’e inandığında Cennette sonsuzluğun güvence altına alınabileceğidir. Tanrı’nın herkes için olduğunu haberi.. ama ne var ki bu Müjde’yi herkes duymamıştır… Müjde’nin ilanı bu yüzden çok önemlidir.

Fakat bu bildiriyi yalnızca, İsa Mesih’e inanmanın kurtuluş ve sonsuz yaşamı garantilemek olduğunu tüm dünyanın anlamasını (ve dolaylı olarak tüm dünyayı ikna etmesini) sağlayacak bir eylem olarak mı görmeliyiz? Müjde’nin ilanı bu şekilde anlaşılırsa, müjdecilik ile proselitizm [başkalarını kendi dinine çevirme çabası] arasında bir karışıklık olur. Çünkü müjdeleme süreci, her şeyden önce Hristiyanın kendisinin ilan ettiği şeye inanmasını gerektirir. Duyulması gereken bu ilan, ilan edenin, ilanının içeriğine sadık olduğunu ve bununla tutarlı yaşadığını varsayar. Hristiyanın kendisi İncil’in değerlerini günlük olarak yaşamıyorsa, başkaları Mesih’e ve bu değerlere nasıl ilgi duyabilir? O noktada gerçekten bir çelişki ürerdi. İncil’in inanmaya (zorunluluk içermeyen) bir davet olan herhangi bir ilanı, ancak hayatta tutarlılık içinde ve başkalarına da saygı duyarak yapılabilir.

Müjde’nin ilanı için koşullar

Aslında Müjde’nin ilanı, Müjde’yi ilan edenin bir takım şartlara saygı duymasını gerektirir. İlk koşul olarak, Mesih’in kendisinin, yaşadığının, acı çektiklerinin deneyimsel bir bilgisine sahip olmanın önemini belirtmek gerekir; ikincisi alçakgönüllülük, başarısızlığın, yorgunluğun ve cesaretsizliğin  Müjde’nin duyurusunun bir parçası olduğunun mütevazı kabulü; üçüncü koşul muhakeme yeteneğidir, diğer bir deyişle, Müjde’yi ilan edenler için, ilanında kendilerine rehberlik eden iç sesin yönlendirmesine nasıl izin vereceklerinini bilenler içindir. Bu koşullarda Müjde’nin ilanının etkili olması daha olasıdır.

Bir varlığa açılma olarak müjdeleme.

Müjde’nin ilanı, kalbin konuğu olmak isteyen Mesih’i ağırlama davetidir. Bu davetin hedefi Mesih’e bağlılıktır. Bu, Mesih’in yaşamının tüm boyutlarında mevcut olduğu kişiye müjdelenmiştir. Ve Müjde’yi ilan eden kişi, kendi varlığının tümünün Mesih’e dönüştüğünü başkalarıyla paylaşan kişidir. Bir kez daha hatırlayalım ki İncil’i tebliğ etmek, bir insanı bir inancın hakikatine ikna etmeye çalışmadan önce  onun sevmesini sağlamaktır. Ayrıca, inananın kendisi bile Mesih’i sevmiyorsa ve onun sevgisine tanıklık etmiyorsa, Mesih nasıl sevilebilir? Bu gerçekten imkânsız.

Müjdeleme ve İncil’in değerlerine bağlılık.

Bu nedenle Müjde’nin ilanı Mesih’i sevmeye bir davetse, aynı zamanda Müjde’nin değerlerini, yani İsa’nın uyguladığı değerleri – her şeyden önce bağışlama ve merhameti – benimsemeye bir davettir. Müjde’nin değerlerine bağlı kalmanın günlük yaşamda güçlü pratik sonuçları vardır. Bu sonuçlar her gün bağışlamayı ve merhamet etmeyi öğrenmekle ilgilidir. Ayrıca, Mesih’e bağlı kalmak ile Müjde’nin değerlerine bağlı kalmak arasında güçlü bir bağlantı vardır. Biri olmadan diğeri pek mümkün olmaz. Müjde’yi ilan eden, her ikisini de öğretecek ve Mesih’i sevmek ve ona bağlı kalmak ile Müjde’nin değerlerini yaşama tarzı arasında tutarlılık olmasını teşvik edecektir. Ancak, her zaman bir boşluk olacaktır. Bu boşluk bize uzun süredir müjdelenen bir kişinin bile hâlâ ne kadar çok müjdelenmesi gerektiğini hatırlatır. Herhangi bir müjdeci, eğer dürüstse, kendisinin bile tam olarak müjdelenmemiş ya da çok az müjdelenmiş olduğunu alçakgönüllülükle kabul edecektir. Müjdeyi başkalarına ilan ettiğinde, aslında kendisine de ilan eder ve öğretir.

İlan ve bağlanma

Müjde’nin ilanı, alıcının özgürlüğü ile zorunlu bir karşılaşma yaşar. Bu normal ve mutluluk vericidir. Çünkü Mesih’e ve Müjde’nin değerlerine bağlı kalmak her zaman tam bir özgürlük içinde yapılır. Hiç kimse inanmaya zorlanmaz ve bir ilan ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, insanı inanmaya zorlamaz, otomatik olarak inancı tetiklemez. Ayrıca, yalnızca manevi bir yaşama, aşkınlık duygusuna ve ahirete bağlanma arzusuna sahip olan bir kişi etkilenebilir ve de Mesih’e ve Müjde’ye bağlanabilir. Kendi varlığının ancak yüzeyinde yaşayan, buna karşı duyarsız kalacaktır. Üstelik bu bağlanmayı kim kabul ederse, onu büyük bir mücadelenin beklediğini bilir. Bu bağlılığın oluşmaya başladığı anda, birdenvire inanmamak için çeşitli nedenler kendini gösterir. Ancak bu yola giren ve pes etmeyenlerin daha önce hiç hissetmedikleri bir iç huzuru yaşamaları da alışılmadık bir durum değildir. O zaman bu huzurun sadece geçici değil, kalıcı olduğuna da inanılacaktır.

Müjde’nin ilanının meyvesi olarak Mesih’e bağlılık, ilan eden için değil, iman eden için bir zaferdir. Mesih’e fiili olarak bağlı kalarak, inananlar tutkularına karşı mücadelelerinde daha güçlü olduklarını ve sebat edebileceklerini keşfederek hayret edecekler. Üstelik, hem Mesih’e hem de Müjde’nin değerlerine tam bir bağlılığı önlemek için gelen şey, tam olarak ruhun bu sözde tutkularıdır – kendini inançtan ve Mesih’ten uzaklaştıran 7 tutkudur. Gurur, öfke, kıskançlık, haset, oburluk, tembellik, şehvet, tüm bu tutkular bize egemen olduklarında içimizdeki huzuru bozar ve Müjde’nin ilanında bizimle konuşan Tanrı’yla aramızda engel oluşturur.

Alexis Doucet

Rahip

Yorum Ekle

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Bizi takip edin!

Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip ederek dergimizle ilgili son güncellemelerden haberdar olabilirsiniz.

Your Header Sidebar area is currently empty. Hurry up and add some widgets.